İngilizce Kelime - Vocabulary

Kelime bölümünde İngilizce kelime dağarcığınızı (vocabulary) ilginç ve eğlenceli aktiviteler ve yöntemlerle geliştirebilir, ifade gücünüzü daha etkili hale getirebilirsiniz.

10/21/2010 12:50:02

1. give something for free = bedava vermek, hibe etmek 2. to show where someone is or what they are doing or thinking when they are trying to keep this a secret = ele vermek to finally agree to do or accept something that you had at first opposed, especially because someone has forced or persuaded you to = pes etmek, boyun eğmek return something you borrowed = geri vermek to produce heat, light, a


10/21/2010 00:00:00

gather: toplamak moss: yosun influence: etki several: birkaç release: (albüm, kitap) yayınlamak, piyasaya sürmek influential: etkileyici avoid: kaçınmak, sakınmak  Is there any similar expression to "a rolling stone gathers no moss" in Turkish? Is there any other Turkish expression that has big influence on Turkish music?    Vocabulary Listen and read Questions Think 


10/19/2010 16:59:26

= büyük bir değişiklik mutlaka bir şeylerin kaybına sebep olur, fedakarlık yapmadan hiçbir şey elde edilmez = bir şeyin sonucunda sorun çıkacak, kıyamet kopacak = sonucu ne olursa olsun = yaptığın şeyin sonucuna katlanırsın = kötü sonlanmak, sonucu kötü olmak can't make an omelette without breaking eggs the devil to pay come what may face the music come to a bad end 


10/19/2010 00:00:00

= zamana karşı çalışmak =göz açıp kapayana kadar, çok hızlı = son dakika, son anda = uzun vadede, zamanla = zamanın izini kaybetmek, zamanın nasıl geçtiğini anlayamamak work against the clock in the blink of a an eye at the eleventh hour in the long run lose track of time 


10/18/2010 16:41:43

to deliberately get involved in a situation where you are not wanted or needed burnunu sokmak, karışmak, müdahale etmek "intervene", şekil ve anlam açısından "interfere" ile benzerlik gösterdiği için karıştılabilir. interfere, bir duruma, olaya burnunu sokmak demektir. intervene ise kaygaya, tartışmaya müdahale etmek, araya girmek demektir. Examples Comparing - Karşılaştırma Don't interefere in th


10/18/2010 15:08:58

"make" İngilizce'de çok sık kullanılan bir kelimedir. "yapmak, oluşturmak" anlamına gelir. Ama belli başlı kelimelerle kullanılır. ödev yapmak, spor yapmak; "do homework", "do sports"dur fakat kek yapmak "make cake"dir. make decision, make friend, make the bed, make a mistake, make noise, make money, make a cake "make"le birlikte kullanılanen yaygın ifadeler: Örnekler - Examples 


10/14/2010 12:46:58

gruba, organizasyona, etklinliğe katılmak; birisine eşlik etmek (katılmak) etkinliğe, tartışmaya katılmak (join'den daha resmi) "join"den biraz resmi, etkinliğe katılmak, orada olmak yer almak, katılmak, bulunmak, dahil olmak yarışmaya katılmak join participate in attend take part go in for (deyimsel fiil) 


10/12/2010 15:18:41

ya da the beat of a different drummer ; march to a different tune ; march to a different drum = diğerlerinden farklı olmak, kendi tarzında yapmak = bir şeyi ya da birini hatırlatmak, ışık yakmak, tanıdık gelmek = çok sağlıklı, turp gibi = çok ucuza, yok pahasına = tavrını değiştirmek, ağız değiştirmek (genellikle fayda sağlamak için) the beat of a different drum ring a bell as fit as a fiddle for


10/08/2010 15:57:46

Complete the provebs with appropriate word or words according to the situation above them. (Yukarısında açıklanan duruma göre atasözlerini tamamlayınız. [tek kelime veya birkaç kelimeyle]) 


10/06/2010 14:33:46

to think carefully about something, especially for a noticeable length of time iyice düşünmek, kafa yormak, düşünüp taşınmak, tartmak Mistreat - Time To Ponder Jared Hoeft - Ponder (Tracy Chapman - For my love) Examples Before he changed his job he pondered on it a lot. (İşini değiştirmeden önce bunun üstüne çok kafa patlattı.) The man was still pondering on the beautiful woman. (Adam hala güzel k