İngilizce Ön ekler - Son ekler - Prefixes-Subfixes

Kelimeleri öğrenmeyi ve akılda tutmayı kolaylaştırmanın yanında, istenilen anlamı iletmek için bilinen ekleri kullanarak yeni kelimeler türetmeye yardımcı olacak çalışmalar

03/14/2011 18:36:30

Yeniden, tekrar anlamları veren "re-" önekini çalışarak kelime dağarcığınızı geliştirin.


10/26/2010 17:25:29

İngilizce'de "-ness" eki Tükçe'deki -lık, -lik ekine benzer. Sıfatlardan isim yapar: hastalık, kabalık, sessizlik, yalnızlık... Aşağıda anlamları verilmiş kelimelerden on tanesini uygun boşluklara yerleştiriniz. , , ,           


10/25/2010 00:00:00

-less eki "-sız, -siz" anlamı veren kelimeler türetir, "anlamsız, zararsız" gibi sıfatlar yapar. , , ,                Fill in the blanks with the adjectives given. (Aşağıdaki boşluklara anlamları verilen sıfatlardan uygun olanıyla doldurun.) 


10/22/2010 13:23:35

İngilizce'de "-ful" eki "dikkatli, zararlı" gibi anlamlara gelen sıfatlar türetir. , ,                Fill in the blanks with the adjectives given. (Aşağıdaki boşluklara anlamları verilen sıfatlardan uygun olanıyla doldurun.) 


09/30/2010 11:06:29

İngilizce'de fiilllere eklenen "-ive" bu fiilleri sıfat yapar. "O eylemi gerçekleştirebilen" anlamı verir. Bu eki "-tive, -ative, -itive" şekillerinde görmek de mümkündür. Çok kullanılan bazı kelimeler o özelliğe sahip cisimlerin ya da o kavramın ismi olmuştur. Bu yüzden -ive ekini alan bazı fiiller isme dönüşür. Bunlar parantez içinde ayrıca belirtildi. 


07/15/2010 11:49:05

-able / -ible soneki fiillere eklenerek "-abilir" anlamlı sıfatlara dönüştürür. Pasif anlam verir.


02/08/2010 19:15:29

Bazı sıfatları hem -ing soneki, hem de -ed soneki ile görebiliriz. Türkçe'deki anlamları benzer olan bu sıfatlar çok karıştırılır ama anlamları farklıdır.


01/28/2010 16:17:43

antecedent: önceki, önce gelen, geçmiş, ata antedate: eski tarih koymak, gerçek gününden önceki tarih atmak antediluvian: modası geçmiş (resmi dilde veya şakalarda kullanılır) antenatal: doğum öncesi anteroom: esas odadan önce gelen küçük,bekleme odası Forearm: önkol, dirsekle bilek arası Forebear: ata, cet, dede Foreboding: önceden hissetme, içine doğma Forecast: tahmin etmek, kestirmek Forecourt


01/28/2010 14:26:21

1. adequate: yeterli - sufficient, enough in quality 2. affectionate: şefkatli,sevgi dolu - loving, showing love or fondness 3. commensurate: orantılı, uygun - in proper proportion with 4.delicate: zarif, nazik, hassas - fine, soft or tender 5. desperate: umutsuz - having little or no hope illiterate: okuma yazma bilmeyen, cahil - unable to read or write 7. immaculate: lekesiz, kusursuz - pure, fa


01/28/2010 14:23:39

to clarify: to make something clear or easier to understand by giving more details or a simpler explanation - aydınlatmak, netleştirmek to clarify: to make something clear or easier to understand by giving more details or a simpler explanation - aydınlatmak, netleştirmek to exemplify: to be or give a typical example of something - örnek olmak to falsify: to change something, such as a document, in