İngilizce Kelime - Vocabulary ( Orta )

Kelime bölümünde İngilizce kelime dağarcığınızı (vocabulary) ilginç ve eğlenceli aktiviteler ve yöntemlerle geliştirebilir, ifade gücünüzü daha etkili hale getirebilirsiniz.

03/25/2010 03:05:15

       SMALL - küçük 


03/10/2010 16:21:29

Spring (Spring): İlkbahar Summer (Sammır): Yaz Fall/Autumn (Fol/Oğtım): Sonbahar, güz Winter (Wintır): Kış Seasons - Mevsimler 


03/10/2010 15:38:28

Months - Aylar SomeSpecial Days in a Year - Bazı Özel Günler 


03/10/2010 14:40:30

Monday  (Mandey): Pazartesi  Tuesday (Tıyuzdey): Salı  Wednesday (Vendzdey): Çarşamba  Thursday (Törzdey): Perşembe  Friday (Fraydey): Cuma  Saturday (Satırdey): Cumartesi  Sunday (Sandey): Pazar  Some special terms about days - Günlerle ilgili birtakım özel terimler   Monday syndrome: To start the activity again; like going to school or work on Monday for some people is very hard and  Patc


03/07/2010 16:12:33

OWE (ouv)  kelimesinin farklı kullanımlarını görün.


02/08/2010 19:15:29

Bazı sıfatları hem -ing soneki, hem de -ed soneki ile görebiliriz. Türkçe'deki anlamları benzer olan bu sıfatlar çok karıştırılır ama anlamları farklıdır.


02/03/2010 16:06:21

drive fiilinin "(taşıt) sürmek" anlamından farklı anlamları da vardır. fiilinin burda bir şeyin yavaş yavaş olması anlamında değil hızla yaklaşması anlamında kullanılmıştır.  drive + adverb/proposition şeklinde kullanıldığında Bu örnekte anlamı ilk örnektekinden daha farklı. Bu şekilde deyimleşmiş bir yapı olsa da Drive Fiilinin Farklı Kullanımları The time is driving near. (Zaman hızla yaklaşıyo


02/01/2010 22:53:57

alike (aynı, benzer) - like (gibi) beside (yanında, yanına) - besides (üstelik, ayrıca, ilaveten) hard (çok, sıkı) - hardly (hemen hemen hiç, zar zor) in time (zamanında, vaktinden önce) - on time (zamanında, tam vaktinde) late (geç,son) - lately (son zamanlarda, yakınlarda) lay-laid-laid (bırakmak, sofra kurmak) - lie-lay-lain (uzanmak) - lie-lied-lied (yalan söylemek) leave (bir yerden ayrılmak,


02/01/2010 21:14:57

If a child lives with criticism, They learn to If a child lives with They learn to fight. If a child lives with They learn to be If a child lives with They learn to feel If a child lives with They learn to be patient. If a child lives with They learn If a child lives with They learn to If a child lives with They learn If a child lives with They learn to have If a child lives with They learn to lik


01/30/2010 14:50:05

DO MAKE do homework (ödev yapmak) do housework (ev işi yapmak) do the ironing (ütü yapmak) do the ironing (bulaşıkları yıkamak) do the ironing (iş yapmak) do one's best (elinden geleni yapmak) do good (iyi şeyler yapmak) do harm (zarar vermek) do a favour (iyilik yapmak) do good (hayır işlemek) do business (iş yapmak) do harm (kötülük etmek) do hair (saç yapmak) make a food (yiyecek yapmak) make a