İngilizce Kelime - Vocabulary ( Orta )

Kelime bölümünde İngilizce kelime dağarcığınızı (vocabulary) ilginç ve eğlenceli aktiviteler ve yöntemlerle geliştirebilir, ifade gücünüzü daha etkili hale getirebilirsiniz.

01/27/2010 15:34:48

kalp, vicdan, merkez, şefkat  in good heart: keyfi yerinde  out of heart : üzgün  heart-to-heart ( adj/noun): samimi, açık "to have a heart-to-heart talk' "to have a heart-to-heart with so'  lose heart: cesareti kırılmak, umutsuzluğa düşmek  by heart: ezbere, ezberden  from the (bottom of one's) heart: candan, tüm kalbiyle heart-attack:kalp krizi  heart-beat: kalp atışı heart-felt (apology/sigh/th


01/27/2010 15:33:06

stargaze: yıldızlara bakmak, hayal kurmak starry: yıldızlı, yıldızlarla kaplı falling star: kayan yıldız lodestar: yol gösterici prensip polestar: kutup yıldızı shooting star: göktaşı star-crossed: şanssız (unlucky) ill-starred:bahtsız starfish: deniz yıldızı star&stripes: Amerikan bayrağı star-turn: baş gösteri see stars(inf): gözünün önünde yıldızlar uçuşmak to be born under a lucky star: ço


01/27/2010 15:27:39

    cry out: feryat etmek    noisy words 


01/27/2010 14:03:55

affect: Birşeyde değişiklik oluşmasını sağlayacak şekilde etkilemek impress: Olumlu anlamda etkilemektir. Sizi etkileyen şeye karşı hayranlık duyarsınız. Genellikle etkinin derinliğini ve kalıcılığını ifade eder. influence: Birisinin düşünce veya davranışını özellikle örnek vererek etkilemek. etkilemek: affect, impress, influence Your opinion will not affect my decision. (Senin fikrin kararımı etk


01/27/2010 13:59:37

discuss: Birşey üzerinde karara varmak için konuşmak, tartışmak argue: Hemfikir olmadığınız durumda sinirli bir şekilde tartışmak. debate: Herhangi bir konu üzerinde resmi bir şekilde tartışmak Tartışmak: Discuss, Argue, Debate We should discuss on this holiday opportunity. (Bu tatil fırsatı üzerine konuşmamız/tartışmamız gerekir. ( Bir karara varmak için )) I wish my brother wouldn't argue with m


01/27/2010 13:52:12

friend: İnsanın iyi tanıdığı ve sevdiği insan. Genellikle akrabalık bildirmez. partner: 1.Eş, 2. Bir kimsenin birlikte iş yaptığı, çalıştığı, aynı takımda yer aldığı veya bir oyunda aynı tarafı paylaştığı kişi. companion: Bir kimsenin vaktini birlikte geçirdiği veya beraber yolculuk yaptığı kişi. comrade: Bir kimseyle aynı politik partiye üye olan veya politik olarak aynı görüşte olan kişi. (genel


01/27/2010 12:19:00

-tion ile biten 100 kelime ( a hundred words ending with -tion):


01/26/2010 17:10:44

            Yeni bir bebeğin doğumunu kutlama: Hamileliği kutlama: Düğünü kutlama: Gathered all together here, we commemorate those who lost their lives in the great war. (Burada toplanmış Birinci Dünya Savaşı'ında hayatlarını kaybedenleri anıyoruz.) We gathered in remembrance of the victims. (Kurbanları anmak için toplandık.) Religious observances such as fasting can be hard to follow. (Oruç tutm


01/26/2010 16:12:13

Eş anlamlı Sıfatlar (Synonym Adjectives)