İngilizce Kelime - Vocabulary ( İleri )

Kelime bölümünde İngilizce kelime dağarcığınızı (vocabulary) ilginç ve eğlenceli aktiviteler ve yöntemlerle geliştirebilir, ifade gücünüzü daha etkili hale getirebilirsiniz.

01/28/2010 14:23:39

to clarify: to make something clear or easier to understand by giving more details or a simpler explanation - aydınlatmak, netleştirmek to clarify: to make something clear or easier to understand by giving more details or a simpler explanation - aydınlatmak, netleştirmek to exemplify: to be or give a typical example of something - örnek olmak to falsify: to change something, such as a document, in


01/28/2010 14:21:15

Latin soneklerinden birisi olan -ment eki fiillere eklenerek onları isim yapar. Bu ekin "bir şeyin sonucunda, bir şeyin vasıtasıyla, nedeniyle".... gibi anlamları vardır. -ment 


01/28/2010 14:17:18

Anagram bir kelimedeki harflerinin yerlerini değiştirerek başka bir kelime oluşturmaya denir. a Decimal Point - I'm a dot in place : ondalık noktası - yerdeki noktayım. admirer - married : hayran - evli a gentleman - elegant man : centilmen - zarif adam animosity - Is no amity : düşmanlık - dostluk değildir debit card - bad credit : bankamatik kartı - kötü itibar dictionary - indicatory : sözlük -


01/27/2010 16:02:30

 to make a journey: yolculuk yapmak to go on a journey: yolculuğa çıkmak to break a journey: yolculukta kısa bir süreliğine durmak car/bus/train journey: araba, otobüs, tren yolculuğu outward journey: dışarıya yolculuk return journey: dönüş yolculuğu rail/air/space travel: tren, hava, uzay yolculuğu to go on a trip / to take a trip: geziye gitmek Many people take their main holiday in summer, and


01/26/2010 16:07:16

Eş anlamlı İsimler (Synonym - Nouns) 


01/26/2010 15:08:46

respect: saygı, bir kişinin ya da kurumun düşüncelerinin ve hissettiklerinin önemli olduğuna inanma. regard: birine karşı duyulan saygı. esteem: birine karşı duyulan hayranlık ve saygı. honour: onur, saygı. veneration: derin saygı ve sevgi. devotion: sevgi, şefkat, hayranlık. Saygı: respect, regard, esteem, honour, veneration, devotion 


01/26/2010 15:05:27

accuse: suçlamak denounce: siddetle ve açıkça eleştirmek/kınamak frame: yalan yere suçlamak, çamur atmak allege: iddia etmek, kanıtsız öne sürmek charge: itham etmek, resmi olarak suçlamak book: (suç işleyen birini) resmi kayıtlara geçmek accuse, denounce, frame, allege, charge, book 


01/26/2010 14:56:16

ücret : pay, salary, wage, commission, fee, income pay: Birinin maaş olarak aldığı para salary: Genellikle banka hesabına yatan sabit maaş, aylık. wage: Özellikle fiziksel güç gerektiren ağır işlerde çalışanlara genellikle haftalık ödenen sabit para. yevmiye, haftalık, gündelik. commission: Satılan ürün sayısıyla doğru orantılı olarak ödenen para. Komisyon. fee: Tek bir ürün ya da hizmet hizmet ka


01/26/2010 14:54:29

accomplish: Başarmak, bir şeyi başarıyla yapmak ya da başarıyla bitirmek.  achive: Bir şeyi bitirmeyi ya da belli bir amaca ulaşmayı başarmak, özellikle çok çaba harcanan şeyler.  attain: [Formal] Anlamı "achieve' ile çok yakın ama  fulfil: Bir şeyi beklendiği, söz verildiği ya da umulduğu şekilde yapmak. carry something through: Başarıyla bitirmek, üstesinden gelmek.  bring off: Zorlu bir şeyi y