İngilizce Dersler
Good X Bad Terrible X Wonderful Domestic X Wild Sour X Sweet Short X Tall Polite X Rude Quiet X Noisy Clean X Dirty Left X Right Straight X Crooked Happy X Sad Large X Narrow Hot X Cold Deep X Shallow Dry X Wet Fast X Slow Strong X Weak Light X Dark Big X Small High X Low Zıt anlamlı sıfatlar ( Antonyms-Adjectives)
At The Airport: A: Good morning. Can I have your ticket, please? (Günaydın. Biletinizi alabilir miyim lütfen?) B: Here you are. (Buyrun alın.) A: Thank you. Would you like smoking or non-smoking? (Teşekkürler. Sigara içilebilen bölüm mü istersiniz içilemeyen mi?) B: Smoking, please. (İçilebilen lütfen.) A: Would you like an aisle or a window seat? (Koridor tarafında bir koltuk mu istersiniz cam ke
to make a journey: yolculuk yapmak to go on a journey: yolculuğa çıkmak to break a journey: yolculukta kısa bir süreliğine durmak car/bus/train journey: araba, otobüs, tren yolculuğu outward journey: dışarıya yolculuk return journey: dönüş yolculuğu rail/air/space travel: tren, hava, uzay yolculuğu to go on a trip / to take a trip: geziye gitmek Many people take their main holiday in summer, and
İngilizce'de bazı sözcüklerin uyumlu olduğu belirli kelimer vardır. Türkçe'de de olduğu gibi bazı kelimelerin hep birlikte kullanıldığı kelimenin yerine aynı anlama gelen başka kelime kullanıldığında kulağa hoş gelmezler. Örneğin; "ucuz kurtulmak" yerine "hesplı kurtulmak" diyemeyiz. Çok okumak bu konudaki bilgimizi geliştirebilecek en iyi yoldur. Okuyarak kelimeleri bağlam içinde hangi kelimeyle
kalp, vicdan, merkez, şefkat in good heart: keyfi yerinde out of heart : üzgün heart-to-heart ( adj/noun): samimi, açık "to have a heart-to-heart talk' "to have a heart-to-heart with so' lose heart: cesareti kırılmak, umutsuzluğa düşmek by heart: ezbere, ezberden from the (bottom of one's) heart: candan, tüm kalbiyle heart-attack:kalp krizi heart-beat: kalp atışı heart-felt (apology/sigh/th
stargaze: yıldızlara bakmak, hayal kurmak starry: yıldızlı, yıldızlarla kaplı falling star: kayan yıldız lodestar: yol gösterici prensip polestar: kutup yıldızı shooting star: göktaşı star-crossed: şanssız (unlucky) ill-starred:bahtsız starfish: deniz yıldızı star&stripes: Amerikan bayrağı star-turn: baş gösteri see stars(inf): gözünün önünde yıldızlar uçuşmak to be born under a lucky star: ço
sorry words I am sorry about yesterday. (Dün için üzgünüm.) She is full of remorse for what she did. (Yaptığı şey için çok üzgün.) He isn't in the least repentant. (Zerre pişman değil.) I am sorry that I can't support you. (Seni destekleyemediğim için üzgünüm.) I'm sorry to say this. (Bunu söyleyeceğim için üzgünüm.) I'm sorry for shouting at you. (Sana bağırdığım için üzdügüm.) I don't r
cry out: feryat etmek noisy words
quiet words
Emir/Rica Cümleleri - Imperatives
Bir kişiden birşey yapmasını veya birşeyi yapmamasını isterken "emir cümlelerini" kullanırız.