İngilizce Dersler


01/26/2010 16:12:13

Eş anlamlı Sıfatlar (Synonym Adjectives) 


01/26/2010 16:07:16

Eş anlamlı İsimler (Synonym - Nouns) 


01/26/2010 15:17:16

accompany: bir yere giderken eşlik etmek escort: koruma veya nezaket gereği eşlik etmek associate with: beraber zaman geçirerek eşlik etmek, arkadaşlık etmek Eşlik etmek: Accompany, Escort, Associate with 


01/26/2010 15:15:36

Tamir etmek: repair, fix, mend, restore, renovate repair: bozulmuş, zarar görmüş ya da düzgün çaışmayın birşeyi tamir etmek. fix: "repair' kelimesiyle aynı anlamı taşıyan "fix' daha informal bir kelimedir.  restore: birşeyi eski haline döndürmek renovate: birşeyi tamir edip enilemek, eski özelliklerin yenilemek, geliştirmek Ayakkabılarımı tamir etmeliyim. (I should have my shoes repaired.) Arabayı


01/26/2010 15:08:46

respect: saygı, bir kişinin ya da kurumun düşüncelerinin ve hissettiklerinin önemli olduğuna inanma. regard: birine karşı duyulan saygı. esteem: birine karşı duyulan hayranlık ve saygı. honour: onur, saygı. veneration: derin saygı ve sevgi. devotion: sevgi, şefkat, hayranlık. Saygı: respect, regard, esteem, honour, veneration, devotion 


01/26/2010 15:07:02

grade: belirli bir standart, kalite ya da seviye step: adım stage: bir işlemin ya da aktivitenin bir bölümü level: seviye class: bir toplulukta belirli özellikleri paylaşan bir sınıf/grup rank: (altta ya da üstte) bir pozisyon, durum, seviye Seviye: grade, step, stage, level, class, rank 


01/26/2010 15:05:27

accuse: suçlamak denounce: siddetle ve açıkça eleştirmek/kınamak frame: yalan yere suçlamak, çamur atmak allege: iddia etmek, kanıtsız öne sürmek charge: itham etmek, resmi olarak suçlamak book: (suç işleyen birini) resmi kayıtlara geçmek accuse, denounce, frame, allege, charge, book 


01/26/2010 15:03:23

advice: öğüt vermek, tavsiye etmek guide: yönlendirmek, yol göstermek suggest: önermek, teklif etmek propose: teklif etmek recommend: tavsiye etmek, beğendirmek advocate: savunmak, desteklemek advice, guide,suggest, propose, recommend, advocate 


01/26/2010 14:56:16

ücret : pay, salary, wage, commission, fee, income pay: Birinin maaş olarak aldığı para salary: Genellikle banka hesabına yatan sabit maaş, aylık. wage: Özellikle fiziksel güç gerektiren ağır işlerde çalışanlara genellikle haftalık ödenen sabit para. yevmiye, haftalık, gündelik. commission: Satılan ürün sayısıyla doğru orantılı olarak ödenen para. Komisyon. fee: Tek bir ürün ya da hizmet hizmet ka