Son Yayınlanan Basit Seviye Dersler


02/03/2010 23:17:44

she (şi): o, dish (diş): tabak, shape (şeyp): şekil chair (çeyı): sandalye, achieve (eçiv): başarmak, chip (çip) auto (oto), daughter ( dotı): kız evlat, moan ( mon): yakınmak know (nou): bilmek, knee (ni): diz, knit (nit): örmek İngilizce Okunuş - Harf Birleşimleri 


02/03/2010 16:44:25

ve  2. İçin anlamıyla kullanıldıklarında for isimlerde birlikte, to fiillerle birlikte kullanılır: 3. Birisine birşey verirken veya vermek benzeri fiillerle birlikte: "to" ve "for" Kullanımı They may sell the mobile phone to her. (Telefonu ona satabilirler) They may sell the mobile phone for her. (Telefonu onun için satabilirler.) They are going to the supermarket. (Markete gidiyorlar.) They are g


02/01/2010 23:26:54

Barış Manço - Nick the Chopper Down in the forest, near a village. (Ormanın aşağısında, bir köyün yanında.) Lived the man called, Nick the Chopper. (Nick the Chopper adında adam yaşardı.) Chopping woods his game and making money. (Ağaçları kesmek onun oyunuydu ve bundan para kazanmak.) Caring not for trees, he blindly chops on. (Ağaçları umursamadan, körü körüne balta sallardı.) Never to be marrie


02/01/2010 22:54:29

Sting Fragile - Kırılgan If blood will flow when fresh and steel are one. (Kan çelik ve hava birleşince akacaksa.) Drying in the colour of the evening sun. (Ve kuruyacaksa akşam güneşinde.) Tomorrow's rain will wash the stains away. (Yarın yağmur yıkayacaktır tüm lekeleri.) But something in our minds will always stay. (Ama aklımızdaki birşey çıkmayacak.) Perhaps this final act was meant. (Belki de


02/01/2010 22:24:46

R.E.M "Losing My Religion" - İnancımı Kaybediyorum Life is bigger It's bigger than you. (Yaşam daha büyük senden daha büyük.) And you are not me. (Ve sen, ben değilsin.) The lengths that I will go to. (Gideceğim mesafe.) The distance in your eyes. (Gözlerindeki uzaklık.) Oh no I've said too much I set it up. (Olamaz çok fazla konuştum.) That's me in the corner. (Köşedeki benim.) That's me in the s


02/01/2010 20:06:52

adını verir. 2 yıl sonra muhtarın bir çocuğu daha olur ve yine yaşlı bilgeye götürürler. Yaşlı bilge bu kez Bundan 12 ay sonra muhtarın bir veledi daha peydahlanır. Fakat bu çocuk sarışın ve mavigözlüdür. Buna bir anlam veremezler fakat yine de bilgeye götürürler. Bilge ise bebeğinadını hemen koyar: Something: bir şey I want to tell you something. - Sana bir şey söylemek istiyorum. Someone: birisi


02/01/2010 15:30:01

SHALL we do: Yapalım mı? LET'S do: (haydi) yapalım. WILL you do?: yapar mısın? SHALL - WILL - LET'S - EMİR & RİCA Shall we dance? (Dans edelim mi?) Let's dance! (Dans edelim!) Let's go! (Gidelim) Will you dance? (Dans eder misin?) Will you go? (Gider misin?)


01/30/2010 15:47:09

Birşeylerin özelliklerini, yerlerini ve durumlarını söylerken "to be" yardımcı fiilinin değişik formlarını kullanırız.Eğer şu andaki birşeylerden bahsediyorsak "To be" fiilinin am-is-are formlarını kullanırız. Bunların kısaltılmış kullanımları aşağıdaki gibidir. Olumsuz olduklarında olumsuzluk eki "not" kelimesini "is" ve "are" yardımcılarına "not" şeklinde eklememiz mümkündür. Ancak "am" yardımcı