İngilizce Diyaloglar - Dialogs ( Orta )

Günlük dilde en çok karşılaşılabileceğiniz durumlardaki diyalogları okuyarak konuşma becerinizi geliştirin

10/22/2010 11:47:37

run down, under the weather as fit as a fiddle Tina: You look run down baby. (Canım, halsiz görünüyorsun.) Serkan: Yeah, I have been a bit under the weather these days. (Evet, bu aralar biraz keyifsizim.) Tina: Shall I make you a herb tea? It will help. (Sana bitki çayı yapayım mı? İyi gelir.) Serkan: That would be very good, but I think I gotta take a sick leave and have a good rest. (Çok iyi olu


10/19/2010 12:07:39

I'm broke - The tickets are on me - We're quits I need some change - Here you are hard up for money - go thorugh - well-off Filiz: Shall we go to the concert next week? (Önümüzdeki hafta konsere gidelim mi?) Gül: Uh, I'm not sure. (Hmm, emin değilim.) Filiz: Why not? (Neden?) Gül: I've had lots of payments this month. I'm broke. (Bu ay çok fazla ödemem vardı. Beş parasızım.) Filiz: Oh, come on. It


01/27/2010 16:08:51

At The Airport: A: Good morning. Can I have your ticket, please? (Günaydın. Biletinizi alabilir miyim lütfen?) B: Here you are. (Buyrun alın.) A: Thank you. Would you like smoking or non-smoking? (Teşekkürler. Sigara içilebilen bölüm mü istersiniz içilemeyen mi?) B: Smoking, please. (İçilebilen lütfen.) A: Would you like an aisle or a window seat? (Koridor tarafında bir koltuk mu istersiniz cam ke