Gelecek zaman -g2 - will & going to

03/24/2012 18:18:00

 "will" ve "am-is-are going to" yardımcı fiillerinin her ikisiyle de gelecek zaman cümleleri kurabiliriz.

  • Konuşma anında olayın gelişine göre söylediğimiz cümleler "will" yardımcı fiiliyle öncesinde bir planlama varsa, daha önceden o konu üzerine düşünülmüşse ya da olayın gidişinden kesin bir sonuç çıkarıyorsak "going to" yardımcı fiilini kullanırız.
  • will, özneyle birleşerek kısalabilir. I’ll, you’ll, we’ll ...
  • Olumsuzu "won’t" tur.
Wait here, I’ll answer the phone. (Sen burada bekle ben telefona bakarım.)
Is his friend asking Murat? He’ll be at home around nine. (Arkadaşı, Murat’ı mı soruyor? 9 gibi evde olur.)
Don’t worry I’ll lend you money. (Merak etme, ben sana borç veririm.)
This film is your cup of tea. You’re going to love it. (Bu film tam sana göre. Bayılacaksın. [Sonuç neredeyse kesin.])
We cannot meet next week. We’re going to go to Paris. (Gelecek hafta buluşamayız. Paris’e gidiyoruz. [daha önce düşünülmüş])

Aşağıdaki boşlukları Türkçe karşılıklarını verecek şekilde doldurun.  "going to yardımcı fiilinin "gonna" şeklinde yapılan kısaltmasını kullanmayınız.  "will, am, is, are yardımcı fiillerinin öznelerle ve olumsuz yapılarda kısaltılmış şeklini kullanın.  "they'll, he's, we won't, you aren't ... gibi

Türkçe İngilizce
1. Üzülme, bir yolunu buluruz. (find)
Don’t be upset,
 
a way.
2. Önümüzdeki yıl mutlaka İngilizce öğreneceğim.
 
next year for sure.
3. Dikkat et, birisine çarpacaksın. (hit)
Watch out,
 
someone.
4. Kimseye söylemeyeceğime söz veriyorum. (tell)
I promise,
 
anyone.
5. Senin beni destekleyeceğini biliyorum. (support)
I know that
 
.
6. Şimdi dışarı çıkamam ders çalışacağım.
I can’t go out now,
 
.
7. Öğleden sonra toplantı yapacaklar bence müdürü hemen araman gerekir. (have)
They
 
a meeting in the afternoon; I think you should call the manager at once.
8. Sinemaya önümüzdeki hafta sonu gidelim mi? Bu haftasonu annemle burada olacak.
Shall we go to the cinema next weekend? This weekend
 
.
9. Kız kardeşim çok kararlı, yurtdışında master yapacak. (do)
My sister is very determined;
 
her master’s degree abroad.
10. Evim sahibim evden çıkmamı istiyor. Onu dava edeceğim, çoktan bir avukatla görüştüm. (sue)
My landlord wants me to leave the house;
 
, I’ve seen a lawyer already.
11. Temizleme, Ayşe halleder. (handle)
Don’t clean,
 
it.
12. Ev kiraları düşecek, piyasa iyi değil. (decrease)
The house rents
 
, the market isn’t good.
13. Umarım beni anlarsın. (understand)
I hope,
 
.
14. Düğün tarihi belli olduğunda size haber veririz. (inform)
When the wedding date is certain
 
.
15. Vazgeçtim o arabayı almayacağım. (buy)
I gave up
 
.

Henüz oylanmamış. İlk oylayan siz olun!

Oyla!

0 Yorum
Yorum Yaz Soru Sor

Konu hakkındaki yorumunuz