I vividly remember my first day at the school. (Okuldaki ilk günümü çok canlı bir biçimde [dün gibi] hatılıyorum.)
When he was back from Africa, he was so excited and he told all of his adventures vividly. (Afrika'dan döndüğünde çok heyecanlıydı ve bütün maceralarını canlı bir şekilde anlattı.)