Kelime

inclined

/ɪn'klaɪnd/
sıfat

Anlamı


eğilimli, istekli, meyilli

Örnek Kullanımlar

inclined-ileri
People are inclined to buy everything from the supermarkets where they can find all sort of the necessities. (İnsanlar her türlü ihtiyaçlarını bulabildikleri süpermarketlerden alışveriş yapma eğilimindeler.)
inclined-ileri
"Americans are inclined to see the world and foreign affairs in black and white.' Richard Kerry ("Amerikalılar dünyayı ve dışişlerini siyah ve beyaz olarak görmeye meyillidirler.")
inclined-ileri
At the beginning I was inclined to believe her but then I realized eveything. (Başta ona inanmaya meyilliydim ama sonra herşeyi anladım.)
0 Yorum
Yorum Yaz Soru Sor Örnek Ver

Konu hakkındaki yorumunuz