Characters in this film are entirely fictitious. (Bu filmdeki karakterler tamamen hayalidir.)
He has started to make up imaginary friends and fictitious events; we should immediately presuade him to see a psychiatrist. (Hayali arkadaşlar ve gerçek olmayan olaylar uydurmaya başladı, hemen onu bir psikiyatriste gitmeye ikna etmeliyiz.)
All the stories she's telling as always "a friend of a friend" are totally fictitious. (Her zaman "bir arkadaşımın arkadaşı" diye anlattığı bütün hikayeler tamamen uydurma.)