Kelime

arduous

/'ɑ:.dju.əs/
sıfat

Anlamı


güç, çetin, zor

Örnek Kullanımlar

arduous-ileri
Our journey was arduous but Eric kept my spirits up. (Seyahatimiz zorluydu ama Eric beni neşelendirdi.)
arduous-ileri
For operators the process of dealing with local banks can be arduous and time-consuming. (Operatörler için yerel bankalarla uğraşmak zaman kaybettirici ve güç olabiliyor.)
arduous-ileri
The arduous task of arranging all the files took my whole day. (Tüm dosyaları düzenleme işi çetindi ve tüm günümü aldı.)
0 Yorum
Yorum Yaz Soru Sor Örnek Ver

Konu hakkındaki yorumunuz